at door - Türkisch Englisch Wörterbuch

at door

Bedeutungen von dem Begriff "at door" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Colloquial
at door expr. kapıda
There are two police officers at door.
Kapıda iki polis memuru var.

More Sentences

Bedeutungen, die der Begriff "at door" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 169 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
at the door adv. kapıda
No longer when you join the Church should have you have to leave your basic civil rights at the door.
Artık Kilise'ye katıldığınızda temel vatandaşlık haklarınızı kapıda bırakmak zorunda değilsiniz.

More Sentences
paying at the door n. kapıda ödeme
delivery at the door n. kapıda teslim
knock at the door v. kapıyı çalmak
lay something at somebody's door v. suçu üzerine atmak
lay at someone's door v. suçu birinin üstüne atmak
lay something at one's door v. yüklemek
lay at one's door v. üstüne atmak
lay at someone's door v. bir suçu birine yüklemek
beat at the door v. kapıyı çalmak
lay something at one's door v. üstüne yıkmak
lay something at one's door v. üzerine atmak
wait at the door v. kapıda beklemek
beat at the door v. kapı çalmak
(creditors) be at the door v. alacaklıları kapıya dayanmak
(creditors) wait at one's doorstep/door v. alacaklıları kapıya dayanmak
(creditors) wait at one's doorstep/door v. alacaklılar kapıya dayanmak
be pounding at the door v. alacaklıları kapıya dayanmak
(creditors) be at the door v. alacaklılar kapıya dayanmak
be pounding at the door v. alacaklılar kapıya dayanmak
lay at one's door v. -e yüklemek
meet someone at the door v. birini kapıda karşılamak
bang away at the door v. kapıya vurup durmak
line up at the door v. kapıda sıraya girmek
place extra guards at the door v. kapıya ekstra güvenlik görevlisi yerleştirmek
knocking at the door unexpectedly adv. çat kapı
at (one's) door adv. (birinin) sorumluluğunda
Phrases
pay at the door expr. kapıda öde
Proverb
when poverty comes in at the door, love flies out at the windows yokluk kapıdan girince aşk pencereden uçar
when poverty comes in at the door love flies out at the window yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
when poverty comes in at the door love flies out of the window yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
when the wolf comes in at the door, love creeps out of the window yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
opportunity knocks at every man's door şans herkesin kapısını çalar
opportunity knocks at every man's door herkesin talihi bir gün yüzüne güler
opportunity knocks at every man's door herkesin karşısına bir fırsat çıkar
fortune knocks once at every man's door şans/talih insana bir kere vurur
fortune knocks once at every man's door insana hayatta bir kere şans vurur
fortune knocks once at every man's door şans kapıyı bir kere çalar
Colloquial
knock at the front door v. ön kapıyı çalmak
at death's door expr. bir ayağı çukurda
at death's door expr. bir ayağı mezarda
at death's door expr. ölüm döşeğinde
at death's door expr. ölümün eşiğinde
Idioms
wolf at the door n. alacaklı
wolf at the door n. alacaklılar
wolf at the door n. kapıya dayanmış alacaklı
wolf at the door n. kapıdaki tehlike
wolf at the door n. yakındaki felaket
wolf at the door n. yaklaşan yıkım
wolf at one's door n. kapıdaki tehlike
wolf at one's door n. yakındaki felaket
wolf at one's door n. yaklaşan yıkım
wolf at one's door n. kapıya dayanmış alacaklı
lie at the door of v. (suç) birinin üzerinde olmak
knock at (one's) door v. kapıya dayanmak
knock at (one's) door v. ayağına gelmek
knock at (one's) door v. '-a kavuşmak
knock at (one's) door v. kapıyı çalmak
knock at your door v. kapıya dayanmak
knock at your door v. ayağına gelmek
knock at your door v. '-a kavuşmak
knock at your door v. kapıyı çalmak
come knocking at your door v. kapıya dayanmak
come knocking at your door v. ayağına gelmek
come knocking at your door v. '-a kavuşmak
come knocking at your door v. kapıyı çalmak
come knocking at (one's) door v. ayağına gelmek
come knocking at (one's) door v. karşısına çıkmak
come knocking at (one's) door v. kapısını çalmak
come knocking at (one's) door v. kapısına gelmek
lay the blame at somebody's door v. birisini sorumlu tutmak
lay at someone's door v. birisini suçlamak
be at death’s door v. bir gözü toprağa bakmak
lie at death's door v. bir gözü toprağa bakmak
lay at someone's door v. birisini sorumlu tutmak
lie at death's door v. bir ayağı mezarda olmak
lie at death's door v. bir ayağı çukurda olmak
lay the blame at somebody's door v. birisini suçlamak
be at death's door v. bir ayağı çukurda olmak
lay at someone's door v. çamur atmak
be at death’s door v. gidici olmak
lie at death's door v. gidici olmak
lie at death's door v. gözü toprağa bakmak
lay at someone's door v. iftira etmek
be at the death's door v. ölümün eşiğinde olmak
push at an open door v. kolayca elde etmek/başarmak
get no answer (after knocking at a door) v. kapı duvar olmak
lay the blame at someone's door v. kabahati başkasına yüklemek
be at death's door v. ölüm döşeğinde olmak
lay the blame at one's door v. kabahati yüklemek
lie at death's door v. ölümün eşiğinde olmak
lay the blame at one's door v. suçu üstüne yıkmak
put something at someone's door v. suçu birinin üstüne atmak
push at an open door v. (geniş destek görerek) kolayca elde etmek
lie at one's door v. -den kaynaklanmak
lie at one's door v. -nin sorumluluğunda olmak
come knocking at (one's) door v. gelip kapısını çalmak
come knocking at (one's) door v. kapısına/ayağına gelmek
come knocking at (one's) door v. (fırsat) karşısına çıkmak
be pushing at an open door v. kolayca elde etmek/başarmak
be pushing at an open door v. zor olmayan bir şeyi başarmak
be pushing at an open door v. (geniş destek görerek) kolayca başarmak
be pushing at an open door v. zorlanmadan elde etmek
come knocking at the door v. ayağına gelmek
come knocking at the door v. karşısına çıkmak
come knocking at the door v. kapısını çalmak
come knocking at the door v. kapısına gelmek
come knocking at the door v. gelip kapısını çalmak
come knocking at the door v. (fırsat) karşısına çıkmak
come knocking at the door v. (fırsat) ayağına kadar gelmek
lay at door v. suçu üzerine atmak
lay at door v. '-e yüklemek
lay at door v. üstüne atmak
lay at door v. üstüne yıkmak
lay at door v. iftira etmek
lay at door v. çamur atmak
lay at door v. suçlamak
lay at door v. '-i sorumlu tutmak
lie at somebody's door v. birinden kaynaklanmak
lie at somebody's door v. birinin sorumluluğunda/sorumluluğu olmak
put (something) at (one's) door v. (suçu birinin) üstüne atmak
put (something) at (one's) door v. (suçu birine) yıkmak
at (one's) door adv. kapısında
at (one's) door adv. çok yakınında
at (one's) door adv. dibinde
at (one's) door adv. burnunun dibinde
at one's door adv. birinin kapısında
at one's door adv. birinin kapısının önünde
at one's door adv. birinin kapısının eşiğinde
at (someone's) door adv. (birinin) üstüne
at (someone's) door adv. (birinin) sorumluluğuna
at death's door expr. bir ayağı çukurda
the wolf is at the door expr. fakirlik kapıda
at death's door expr. ölmek üzere
at death's door expr. ölüm eşiğinde
at death's door expr. ölüm döşeğinde
at death's door expr. ölümün eşiğinde
the wolf is at the door expr. parasız günler yakın
at death's door expr. bir ayağı çukurda
at death's door expr. bir ayağı mezarda
at death's door expr. ölüm döşeğinde
at death's door expr. ölümün eşiğinde
at death's door expr. ölmek üzere
at death's door expr. ölüm eşiğinde
at death's door expr. gözü toprağa bakan
at death's door expr. gidici
at death's door expr. ölüm kapısında
at (one's) door expr. (birinin) sorumluluğunda
at (one's) door expr. (birinin) üzerinde
at (one's) door expr. (birinin) mesuliyetinde
at (one's) door expr. (birinin) kapısına dayanmış
at (one's) door expr. (birinin) burnunun dibine kadar gelmiş
at one's door expr. birinin hemen kapısının önünde
at one's door expr. birinin çok yakınında
the wolf is at the door expr. zor/sıkıntılı günler kapıda
the wolf is at the door expr. tehlike kapıda
the wolf is at the door expr. tehdit kapıda
the wolf is at the door expr. musibet/felaket kapıda
the wolf is at one's door expr. fakirlik kapıda
the wolf is at one's door expr. parasız günler yakın
the wolf is at one's door expr. yoksulluk kapıda
the wolf is at one's door expr. zor/sıkıntılı günler kapıda
the wolf is at one's door expr. tehlike kapıda
the wolf is at one's door expr. tehdit kapıda
the wolf is at one's door expr. musibet/felaket kapıda
the wolf is at the door yoksulluk kapıda
Speaking
I can't walk out my door at nights expr. geceleri kapıdan dışarı adımımı atamıyorum
the door was knocked at expr. kapı çalındı
the door was knocked at expr. kapı çaldı